15 Haziran 2012 Cuma

Yeni Hocamız Ekrem Memnun

  Galatasaray kadın basketbol takımımızda Ceyhun Yıldızoğlu'ndan boşalan yere Ekrem Memnun getirildi. Ekrem Hoca en son Anadolu Efes yardımcı antrönürlüğü görevindeydi.
  Ekrem Hoca'ya asla sözüm olamaz. Bu takımı en son şampiyon yapan koç. Ama Ekrem Hoca'yla anlaşılmadan önce Cem Akdağ ile anlaşılması ve daha sonra bunun bozularak Ekrem Hoca'ya gidilmesi pek hoş karşılanılacak bir şey değil. Her hoca konusu açıldığında Cem Akdağ ismini isteyen taraftarın dediği oldu bu sefer derken tam, birden Cem Hoca yarı yolda bırakıldı. Umarım bu gibi durumlarla bir daha karşılaşmayız. Ekrem Hoca'ya da yeni görevinde başarılar.
  Bizler isimleri değil armayı sevdik. Takımın başında kim olursa olsun bu takımı destekleyeceğiz. Ama Cem Akdağ'a yapılanlar da unutulacak şeyler değildir.

Sezonun Ardından: Engelsiz Aslanlar

  Galatasaray Tekerlekli Sandalye basketbol takımı Galatasaray'ın en özel şubesi belkide. Galatasaray'ın işte gerçek ruhu diye inliyor maçlarda tribünler. Her sene yarıştığı her dalda kupayı hedefleyip bunu başarabilen, engel nedir bilmeyen insanlardan kurulu bir takım.
  Galatasaray sezona Joponya'da düzenlenen kıtalar arası kupasını alarak başladı. Ev sahibi Miyagi Max'i yenerek kıtalar arası şampiyon oldu.
  Galatasaray tekerlekli sandalye basketbol takımı her sezon olduğu gibi bu sezona da her dalga kupa hedefiyle girdi. Bu sezonun ayrı bir özelliği vardı. Şampiyonlar ligi maçları maçları İstanbul'da Sinan Erdem Spor Salonu'ndaydı. Taraftarının önünde kupa almanın mutluluğunu yaşıyacaktık bu sezon. Ama olmadı ne yazık ki. Belkide takımı daha maç başlamadan şampiyon ilan etmenin verdiği rahatlık da bunda önemli etkendir. Neticede olmadı işte. Ama bu takım yine de hakettiği gibi ayakta alkışlandı.
  Türkiye'de ise TSB Süper Ligi'ni namağlup bitiren Galatasaray, play off'larda 1-0 önde başladığı seride İzmir BŞB'yi 3-0 yenerek finale çıktı. Finaldelki rakip Beşiktaş oldu. Beşiktaş karşısında da 1-0 önde başlayan Galatasaray, seride 3-0 galip gelmesini bildi ve üst üste 6. kez şampiyon oldu.

Not: Resimler galatasaray.org 'dan.



Sezonun Ardından: Erkek Basketbol

  Galatasaray erkek basketbol takımı büyük bir çöküşük ardından Oktay Mahmuti ile geçen sezon büyük bir başarı elde etmiş ve ligde finale kadar çıkmıştı. Bu sezon ise hedefler biraz daha büyütülerek şampiyonluk hedefi herkesin önüne kondu. Sezona sponsor değişikliğiyle başlayan Galatasaray, Medical Park ile anlaştı. Euroleague ön elemesi oynayacağımız gerçeği düşünülerek transferler yapıldı. (transferler yeterli veya yetersiz oraya değinmiyorum) Hedefler yine en yukarı çıkartıldı.
  Galatasaray MP sezona Cumhurbaşkanlığı Kupası'nda geçen sezon bizi şampiyonluktan eden Fenerbahçe Ülker ile karşılaştı. Galatasaray MP, karşılaşmadan 97-103 üstünlükle ayrıldı ve sezonun ilk kupasını en yukarıya kaldırdı.
  Euroleague'de Paok, Asvel Basket ve Lietuvos Rytas ile karşılaşan Galatasaray MP, bu üç takımıda yenerek Euroleague biletini kaptı. Herkes Galatasaray için yolun soru burası, daha ileri gidemez diye düşünüyordu. Grubumuzdaki Barcelona, Siena ve Kazan takımları bizi baya zorlayacak takımlardı. Galatasaray MP, taraftarını da arkasına alarak grupda ilk 4'e girmeyi başardı ve TOP8'e kalmaya hak kazandı. Yine yolun sonu bura olduğunu söyleyenlerin sayısı hiç de az değildi. Galatasaray'ın bu noktada en çok eleştirildiği nokta büyük maç kazanılamamasıydı. Buyük maçlarda Galatasaray MP, tecrübesizliğinde verdiği handikapla, maçların belli kısımlarını iyi oynasa da, maçları kaybediyordu. Bu nedenle kazanabileceğimiz çoğu maçı kaybetmiştik. Fenerbahçe Ülker karşısında deplasmanda oynanan maçın çoğunluğunda üstün bir basket oynarken, maçı son dakilarda kaybetmemiz, Barcelona'yı elimizden kaçırmamız, Siena'yı elimizden kaçırmamız, Beşiktaş Milengaz karşında alınan mağlubiyetler gibi. 
  TOP8'deki rakiplerimiz CSKA Moskova, Anadolu Efes ve Olympiakos. Basketbol konusunda konuşan herkes bu grupdan Cska ve Efes'in elini kolunu sallayarak çıkacağını söylüyordu. Ne yazıkki Efes o beklenen patlamayı yapamadı. Galatasaray'ın da yine az önce bashettiğim gibi Olympiakos'u elinden kaçırması Cska ve Oly'in el ele gruptan çıkmasına neden oldu. Oly maçında Galatasaray 18 sayılık üstünlük kurmuştu maç içersinde. Fakat yine maç içerisinde yaşanan düşüş, maçın uzatmaaya gitmesine ve maçı zar zor kazanmamıza neden oldu. Ardından Cska deplasmanı ve İpekçi'deki o muhteşem maç. Bu sezonun belkide en unutulmaz anları. Galatasaray Cska'yı 68-64 yenerek grupdaki 2. galibiyeti, yenilmez denilen Cska'yı yenerek geliyordu.Daha sonra gelen Anadolu Efes galibiyeti ile de çok güzel bir hava yakalamıştı takım. Olympiakos deplasmanına TOP8 bileti için giden takım ne yazıkki beklediği sonucu alamayarak bu aşamada EL'e veda etti. Bu sonuç başarısızlık olarak algılanmadı, büyük bir gurur olrak düşünüldü ve ayakta alkışlandı takım. Yapılması gereken yapıldı yani.
  Türkiye kupasına da favori olarak gelen takımımız, ilk maçında Antalya BŞB'yi geçen takımımız, finale çıkma mücadelesinde Beşiktaş Milangaz'a yeniliyordu. Bu maçın da büyük bölümünü üstün götürmemize rağmen yine bir düşüş yaşıyoruz ve geriden gelen takım bizi yeniyordu.
  Beko Basketbol Ligi'nde geçen sezon finalde şampiyonluğu kaybeden Galatasaray CC, bu sezon şampiyonluğun favorilerindedi. Oynanan oyun, taraftarın ilgisi, koç faktörü felan dersken her şey çok iyi gidiyordu. Beklentileri karşılayamayan Darius Songaila'nın gönderilişi ve yerine alınan Savovic'in yetersizliği takımı etkilemiş görünüyordu. NBA'e giden Zaza'nın boşluğu ve Shipp'in hiç beklenmedik sakatlığı da bunlara eklendi tabi. Shumpert'in beklentiler altında kalması da buna eklenebilir elbette. Ama bunlara rağmen iyi bir takımımız ve sağlam bir rotasyonumz vardı. Galatasaray MP yıllar sonra normal sezonu lider olrak bitirip şampiyonluğu ne kadar istediğini de açıkca belli etmişti. Play off'da ilk maç Tofaş'laydı. Galatasaray burdan hiç maç vermeden kolayca 2-0 kazanarak Beşiktaş Melangaz'la eşleşti. Seriye favori başlayan Galatasaray ilk maç sonunda seriyi 1-0'a getirdi. Burada da üstün oynamamıza rağmen geriden gelen Beşiktaş yine maçı alma noktasına gelmişti. Çember içinden çıkan yop bizi kurtardı. Sonrasında gelen Beşiktaş Milangaz galibiyetleri seriyi kaybetmemize ve play off mücadelesine yarı finalde veda etmemize neden oldu. Bu seride hakem hataları oldu-olmadı. Bunu eleştirmek değil amacım ama buna sessiz kalan bir yönetimimiz var ne yazıkki.
  Bizler için unutulmaz bir sezon oldu. Belki ligde beklenenleri gerçekleştiremedik ama artık Galatasaray basketbolu sınıf atladı. Nereye gitsek takımı yalnız bırakmayan taraftarımız ve buna uygun olrak mücadele eden bir takımımız var. Euroleague'de unutulmaz anlar yaşandı. Bunların hafızalarımızdan silinmesi imkansız elbette. Shipp'in sakatlanmasından sonra Oktay Hoca'nın bakışlarını unutalamayız.
  Teşekkürler bize bu güzellikleri yaşatanlar. Teşekkürler Oktay Hoca, teşekkürler Hakan Üstünberk. Teşekkürler herkese.

Biz bir aileyiz, kenetlendikçe daha da büyüyen.




Sezonun Ardından: Kadın Basketbol

  Kadın basketbol takımımız sezona büyük hedeflerle girdi. Mücadele ettiği her dalda kupayı istedi. Tabi bu doğrultuda transferler yapıldı. Dünyaca ünlü yıldızlar geldi. WNBA takımı kuruldu başka bir deyişle. Dünyanın en iyi kadın basketbolcusu olarak gösterilen Diana Taurasi'nin takıma gelişi büyük bir olaydı. Taurasi, Tina Charles, Fowles, Prince, Bahar Çağlar, Şaziye İvegin, Işıl Alben, Alba Torrens ve diğer isimlele beraber çok önemli bir kadro kuruldu. Hedefler bu sefer çok büyüktü. Bu hedefler doğrultusunda hareket edilmeye çalışıldı.
  Sene başında Cumhurbaşkanlığı Kupası'nda Fenerbahçe ile Ankara'da karşılaştık. Taraftarının büyük desteğiyle Galatasaray MP üstün oynadığı karşılaşmayı 78-85 kazandı. Sezonun ilk kupasını alırken her şey çok güzeldi. Türkiye Kupası'nda ise yine Fenerbahçe'ye karşı oynadığı maçta 72-76 galip gelen taraf oldu ve 9. kez Türkiye Kupası'nı havaya kaldırdı.
  Galatasaray MP için hedef daha çok Euroleague ve TKBL şampiyonluğuydu. Ligde yoluna devam ederken asıl olayın belirleyicisi olan maçlar olan Fenerbahçe maçlarının ikisini birden kaybetmek camiada üzüntüye yol açtı. Geçen seneden beri süregelen Ceyhun Yıldızoğlu protestoları iyice su yüzüne çıkmaya başladı. Ceyhun Yıldızoğlu takımı toparlama konusunda sıkıntılar yaşıyordu. Ceyhun Hocan'ın "Taurasi'ye ver o halleder" taktiği çok saçmaydı. Böyle bir taktikle Euroleague şampiyonluğu beklemek hayal olurdu zaten. Dünyadaki çoğu koç yıldız oyuncuları bir sisteme adapte edip o şekilde oyun oynarken, bizim yıldızlar üzerinden oyun oynamamız çok gereksizdi. Ki Taurasi'nin önemli maçlarda çok az dinleniyor olması onu da fizik olarak düşürüyordu elbette. Buraya tıklayarak hangi oyuncunun ne kadar süre aldığını görebilirsiniz.
  Taurasi sene içinde fazlasıyla zorlandı.  Başarısız olmamızın sebeplerinden biriydi elbette bu. Koçun oyuna etkisinin zayıf olması, takımın inançsız olması, inanmaya takıma taraftarın da inanmaması, yerli oyuncuların performansları, Euroleague için transfer edilen ama hiç katkı veremeyen yabancı transferler, yöneticilerin ilgisizliği... Bu maddeler uzar da gider.
  Yerli oyuncular sezon içinde çok eleştirildi. Özellikle takım kaptanı ve şubenin simgesi haline gelen Işıl Alben protestosu bile oldu. Olmaması gereken bir şeydi elbette. Rakibimiz Fenerbahçe yerli oyuncularla yabancı oyuncuları iyi bir şekilde oynatırken biz bu konuda zayıf kaldık. Yerlilerimizin kötü olmasının sebepleri olabilir. Bunlar benim şahsi görüşüm sadece. Ceyhun Hocan'ın oyunu yabancılar üzerinden oynaması yerlilerin zayıf yakması üzerinde büyük etkendir. Yer yer oyuncularımızın sorumluluk almaktan kaçındığını da görmüşlüğümüz var elbette. Üzerlerinde çok büyük bir baskı var ve oyuna konsantre olmakta da zorluk çekiyorlar. Yoksa tek tek ele aldığımıza yerli oyuncularımız gerçekten çok iyi. Ama takım içinde bu sezon görünmez oldular bir şekide. İstisnai maçları saymazsak elbette.
  Büyük hayallerle ve büyük bütçeyle kurulan takımımız, bizi hayal kırklığına uğrattı. Bir daha bu kadar kaliteli bir kadroyu Galatasaray'da görür müyüz bilmem ama umarım gelecek sezon Galatasaray'ımız için her şey iyi olur.



Sezonun Ardından: Voleybol

    Birçok kişinin varlığını yeni öğrendiği şube; voleybol şubesi. Bu sene başladığında her şubeye olduğu gibi buraya da önem verildi ve diğer senelerin aksine bir başarı beklendi. İyisiyle kötüsüyle bir sezonu atlattık. Takım olarak iyi, taraftar anlamında kötüydük. Ama yinede üstteki takımları zorlamamız adına 1-2 level daha atlamamız gerekiyor. Bunu umarım önümüzdeki sene göreceğiz.
  Bu sezon ilk defa kombine kart uygulamasına gidildi. Erkeklerde takıma Yurtiçi Kargo sponsor oldu. Galatasaray voleybolu adına bu çok önemli bir nokta. Hedefler büyütüldü, yıldız oyuncular geldi. Başarısız sayılmayacağımız bir sezonu da atlattık nihayetinde.

Kadın Voleybol
  Kadın veleybol takımımıza sezon başında yıldız oyuncular geldi. Dünyanın sayılı pasörlerinde İtalya milli takım oyuncusu Lo Bianco, beklediğimiz yıldız transferdi elbette. Sezon içinde de bizi asla yanıltmadı ve büyük oyuncu olduğunu gösterdi. Diğer bir yıldızımı ise; Calderon. Hücum anlamında elimiz ayağımız oldu. İstatistiklerde hep üsr sıralarda yer aldı.
  Bu sezon ligde üst takımları zorlayacağımızı, belkide geçeceğimizi tahmin ediyorduk. Ne yazık ki Galatasaray ligi 4. sırada tamamladı. Geçmişe bakarsak elbette iyi sonuç, ama Galatasaray bunlardan daha da iyisine layık.
  Avrupa'da ise beklentimizden daha iyi sonuçlar aldık. Teker teker turları geçerken, elbette o kupayı alacağımıza olan inancımız daha da artıyordu. Finaldeki rakip İtalyan Yamamay takımı. İstanbul Burhan Felek spor salonundaki ilk maçı 3-1 kazanıyorduk. Fakat İtalya'daki maçı altın set sonucunda kaybetip CEV kupasında 2. oluyorduk. Tabi yapılanma içinde olan bir takımın ilk senesinde aldığı bu başarı elbette taktir edilmesi gereken bir başarıdır. Ayrıca Galatasaray SK takımları ilk defa bir Avrupa kupası finali kaybetti bu sonuçla.
  Türkiye Kupası'nda yarı finaldeki rakip Fenerbahçe'ydi. Fenerbahçe TVF'yi protesto amaçlı olarak altyapı oyuncularıyla maça çıktı. Bundan dolayı Galatasaray karşılaşmayı zorlanmadan 3-0 kazandı. Finalde rakip Eczacıbaşı'ydı. Galatasaray Eczacıbaşı karşısında fazala direnemedi ve karşılaşmayı 3-0 kaybetti. 

Erkek Voleybol
   Erkek voleybol takımımızı kadın takımımız kadar takip edemedim. Bu sene kadın takımımız gibi önemli atılımlar yaparak girdi. Taraftarın sevgilisi olan yeni transfer Hilgaldo takımdaki liderlik rolünü de üstlenyordu. Küba hükümetinin sorun çıkartması sebebiyle diğer yabancı transferimizde sorun çıkması takımı etkiledi elbette. Ayrıca bu sezona Yurtiçi Kargo sponsorluğuyla girilmiş olmak takım için önemli bir olaydı.
  Bu sene ligde kadınlarda olduğu gibi üst sıraları zorlamayı hedefledik. Bu sezon özellikle Arkas maçları umut verici olsa da malesef ligi 5. sırada tamamdık. Play off'larda yarı finalde Çanakkale'deki maçta Fenerbahçe Grundig'e 3-0 kaybeden takımımız lige de orada noktayı koymuştu.
  Türkiye Kupası'nda takımımız finale kadar çıkamayı başardı. Eskişehir'deki maç için ben de ilk defa voleybol deplasmanına gittim. Takım elinden gelen her şeyi yapsa da Fenerbahçe Grundig karşısında 3-1 kaybetti maçı. Bu sonuca rağen takım ayakta alkışlandı.
  Avrupa'da Challenge Cup'da oynayan takımımız hepimizin beklemediği bir şekilde son 16 öncesi Avrupa kupasına veda etti. Lokomotiv Kharkiv karşısında 3-1'in rövanşında Burhan Felek Spor Salonu'ndaki maçı da 3-2 kaybetti ve elenmiş oldu.

  İyisiyle kötüsüyle bir sezonu atlattık. Önümüzdeki sezon bizi daha büyük başarılar bekliyor. Galatasaray taraftarı geleceğe daha da umutla bakıyor.
Fotograflar galatasaray.org sitesinde alınmıştır.



Sevgili Günlük

  Galatasaray'ı Galatasaray için, Galatasaray'lılar için, bize kattıkları için, yaşatıığı üzüntüler için, sevinçler için... Galatasaray'ı Galatasaray olduğu için, sarı ve kırmızı için seviyoruz.

  Sen Sarıyla Kırmızı